ROMA DÜNYASINDA YIKANMA KÜLTÜRÜ
Hamam geleneği Roma kültüründe derin kökleri
olan günlük bir alışkanlık olarak sevilmekteydi. Bir Roma günlüğünde hafif bir
öğle yemeği ve uyku sonrasında ikindinin kalan kısmını hamamlarda geçirmek bir
gelenek haline gelmiştir. İlk ve en önemli faktör zevk alma ile ilgilidir.
Sonuçta yıkanmak fiziksel ve psikolojik anlamda zevkli bir etkinliktir. Yani
banyodan çıkan biri kendini hafif ve olumlu hisseder. İlk sebep olarak hamamın
topluma “zevk ve mutluluk” getirebileceğini söyleyebiliriz. Bir diğer sebebi ise
antik dünyada köklü bir inanış olarak hamamların sağlığa iyi geldiği
düşünülmektedir. Çeşitli hastalıkların tedavisinde sıcak, soğuk, ılık sularla
banyo yapmaktan oluşan ayrıntılı kür programı üzerinde Yunan ve Roma doktorları
ve sağlık uzmanları uzlaşmaktadır. Ayrıca bunun bir de güçlü ekonomik
açıklaması vardır. Bu denli çok sayıda hamam yapılmasının nedeni, hamam
işletmenin kazançlı bir girişim olmasıdır.
Hamam Ritüeli
Varlıklı bir Romalı halk hamamlarına
giderken ona banyo donanımını taşıyan köleleri eşlik ederdi. Bu malzeme, spor
ve banyo giysileri, sandaletler, pamuklu havlular ve tuvalet takımından
oluşurdu. Tuvalet takımları silindir şeklinde metal bir kutu (cista) içinde saklanan çeşitli masaj yağları ve parfümlerin doldurulduğu şişeler (ampulla ve alabaster) ve olasılıkla bir süngerden oluşmaktaydı. Yoksul bir kişi ise kendi bohçasını kendi taşır ya da evdeki emektar hizmetçi ona yardım ederdi. Hamama iyi giyimli, bakımlı köleler ordusu eşliğinde tahtırevan üzerinde taşınarak gitmek statü sembolüydü.
Balneum Virile: erkekler hamamı.
Balneum Muliebre: kadınlar hamamı.
Bazı imparatorlar
karışık yıkanmayı esneklikle karşılamışlarsa da, alışılmış olan kadınların ve
erkeklerin ayrı ayrı hamama gitmeleridir.
Kadınlar sabahları, erkekler işleri bitince öğleden sonra hamama
giderlerdi. Ayrıca Roma hamamlarında balneaticum
adı verilen giriş ücreti alınıyordu. Fakat çocuklar, imparatorluk köleleri,
askerler ve yargı mensupları ya da yakınlarının köleleri bedava yıkanıyorlardı.
ANKARA ROMA HAMAMI
Roma
Hamamı, Ulus Meydanı’ndan Yıldırım Beyazıt Meydanı’na uzanan Çankırı Caddesi
üzerinde, Ulus’tan itibaren yaklaşık 400 metre uzaklıkta, yolun batısında,
caddeden 2,5 metre kadar yükseklikteki bir plato üzerinde bulunmaktadır. Roma Hamamı, İ.S. 188-217 yılları arasında yaşamış olan Roma İmparatoru Lucius Septimius Bassianus tarafından Sağlık Tanrısı Asklepios adına yaptırılmıştır.
Bugün Roma Hamamı olarak
adlandırılan bu ören yerinin bir höyük olduğu, aşağıdan yukarıya doğru Frig,
Roma, kısmen de Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde yerleşim gördüğü
anlaşılmıştır.
Ankara Roma Hamamın Temel Bölümleri
PALAESTRA:
Genellikle
hamamların içeride ve dışarıda egzersiz yapmak için gerekli yerleri vardır.
Yunan gymnasium’unun etkisiyle bu mekânların çoğunluğu açık havada yapılan
sporlar için çoğu kez sütunlu avlular biçiminde tasarlanır ve bunlara
“palaestra” adı verilir. Hamam kompleksine gelen bir kişi öncelikle dışarda
giydiği elbiselerini bir tip hafif spor tuniği ile değiştirir.
KAPALI
PALAESTRA: Açık
alan olan palaestra’dan sonra gelen kapalı palaestra bölümüdür. (Kısacası
kapalı spor salonu diyebiliriz.)
APODYTERIUM:
Girişe yakın
olan yerdir. İnsanların soyunup-giyinmelerini ve eşyalarını koymaları için
kullandıkları alandır. Bu odalarda ahşap dolapların, sandık ve oturma
sıralarının bulunması gerekir.
TEPIDARIUM:
İlk girilen
alandır. Hamamın ılık salonudur, soğuk ve sıcak alanın ortasında olması
önerilirdi. Çoğunlukla zeminden ısıtılmaktaydı.
CALDARIUM:
Hamamın en
sıcak odasıdır. Burada içinde sıcak su olan büyük bir küvet veya küçük bir havuz ve içinde bel hizasına kadar soğuk su olan havuzlu çeşme (labrum) olurdu. Hypocaust adı verilen
sistemle aşağıdan ısıtılırdı.
FRIGIDARIUM:
Mekânın
ortasında veya duvar kenarlarında havuzlar bulunabilen soğuk alandır. Ayrıca
hamam sefası buradaki çok büyük ve ısıtılmamış havuzlardan birine yapılan
dalışla son bulurdu.
ISITILAN
ODALAR: Hamama
giden birçok kişi özel terleme odalarında vakit geçirerek, buralardan da
yararlanmak isterdi. Terleme odalarından laconicum,
kuru sıcak; sudatorium ise,
buharlı, nemli, sıcak olanağı sunardı.
ISITMA SİSTEMLERİ
Hypocaust
ve Tabandan Isıtma Sistemleri: Roma
hamamlarındaki başlıca tabandan ısıtma sistemi olan hypocaust, sözlük anlamıyla
“aşağıdan ısıtan fırın” anlamına gelir. Bu sistemde küçük ayaklar üzerinde
yükseltilmiş bir taban söz konusudur. Ocağın veya fırının ürettiği sıcak hava
ve gazlar bu ayakların arasındaki boşlukta serbestçe dolaşabilmekte; fırın ise
ısıtılan mekânın hemen dışında, normal olarak dış duvarlardan biri üzerinde yer
almaktadır.
ANKARA ROMA HAMAMI
AÇIK HAVA MÜZESİ
Yaklaşık 65.000 metrekare alanı kapsayan Roma Hamamı ören yeri, 1997-2001 yılları arasında yapılan çalışmalarla Açık Hava Müzesi görünümüne kavuşturulmuştur. Ören yerinde bulunan yaklaşık 1000 adet çeşitli eser, mezar stelleri, kitabeler ve mimari parçalar biçiminde 3 ana gruba ayrılmıştır. Palaestra'nın güney ve batı kanatlarında mezar stelleri, kuzey kanadında yazıtlı bloklar, postamentler ve su künkleri, doğu kanadında altar vb. diğer mimari eserler, orta alanda da lahit ve arslan heykelleri sergilenmektedir.
Arslan Heykeli.
Lahit.
Mezar taşı.
Lahit kapağı.
Mezar Taşları
Sergilenen eserlerden mezar stellerinin çoğunluğu Roma ve Bizans dönemlerine aittir. Yazıtlı bloklar ise genellikle kitabeler ve mil taşlardan oluşmaktadır.
Ayrıca bu alanlarda, ziyaretçilerin rahat bir şekilde gezebilmeleri amacıyla gezi parkurları ve çevre düzenlemeleri gerçekleştirilmiştir.
Umarız paylaştığımız bilgi ve deneyimlerden bizler gibi siz de keyif almışsınızdır. Vaktinizi ayırıp bizi okuduğunuz için teşekkürler.
Hazırlayanlar: Şafak Atalay - Betül Elgörmüş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder